11 Temmuz 2009 Cumartesi

1'inci ve 3'üncü Saniye Arasında Düşünülebilenler...

- Motorsikletin duruyor mu hala?
- Durmuyor...
- Özlüyor musun?

sorusu ile ilk saniye...
....hafif rüzgar var, hafif hafif ağaçlı bir yolda gidiyorum, yavaş yavaş, tatlı virajlar var, kaskım yok, sıcak, motordan da sıcak yükseliyor ama umursamıyorum, rüzgar var, sabahın daha çok çok erken vakitleri, daha güneş doğmaya çalışıyor, sağ yanımda Bafa gölü var, duruyorum, bir sigara yakıyorum, ayaklarımı deponun üzerine doğru topluyorum, dirseğimi arka koltuğu dayıyorum, Bafa gölüne güneş doğuyor, sigaram ne lezzetli, ne kadar yorgunum aslında kilometrelerden sonra, ne kadar pisim aslında yolun tüm tozu toprağı üstümde, dizlerim bile sızlıyor, ama Bafa gölüne güneş doğuyor işte....

bir saniye daha geçiyor sonra...
....gözümün görebildiği en son noktada hafif bir viraj var, diye düşündüğüm anda virajı dönüyorum, hız... Motorun inanılmaz gürültüsü ve sanki şaseden çıkmak istercesine basınç yapması... olsun bir viraj daha...

....gecenin geç vakitleri balkonda oturuyorum, İstinye Bayırı'nda kimse yok, karşımdaki Emirgan Korusuna bakıyorum. Sessizliği delen bir uğultu yaklaşıyor uzaktan, racing tipi bir motor olduğu belli, vtes aralıklarına bakılırsa da 600cc'lik muhtemelen, biraz paslı sesi, yaklaşıyor, bir vites daha atıyor, ses yükseliyor ama bayırın bitmesine çok az var, vites düşürmesi lazım, evet vites düşürmeye başlıyor. gecenin o vakti ben kullanırmışım gibi tüylerim ürperiyor, uykum kaçıyor, yola çıkmak istiyorum.

bir saniye daha geçiyor...
....boğuluyordum, her yer dar geliyordu veya heryere geniş geliyordum, herşey üzerime doğru kapanıyordu veya ben içten dışa doğru patlamaya başlamıştım. Ama bir an sonra yavaş yavaş yola çıktıktan sonra, rüzgar yavaş yavaş üzerimden geçmeye başladıktan sonra, yavaş yavaş sürat arttıkça... Dünya genişliyor, ferahlıyor, duvarlar eksiliyor, beynim ruhum bedenime sığmaya başlıyor. Tatlı tatlı yayılan adrenalin, huzurla birleşiyor.

....

- Özlemezmiyim, çok hem de çok özlüyorum ama kendimden korkuyorum, süratten. Yaşlanıyorum sanırım.

2 yorum:

efsa dedi ki...

Motosiklet denilince aklıma gelenler;

* ortaokul zamanlarım; en yakın arkadaşımın ablası evlenmesine 1 hafta kala sevdiği adamı kaybetti, kask takmadığı için. Gözyaşları...

* Yüz vermediğim bir adam, içip içip kaza yaptı, hastane odasında elimde eğreti duran bir çiçek, babasının hınçlı bakışları, adamın yüzünün aydınlanması...

* Harleyin arkasında Fethiye turu. Rüzgarın saçlarımı yalaması, ellerimin kasılmaktan ve arkaya tutunmaya çalışmaktan acıması...

Sindar dedi ki...

Efsa,

Malesef motosiklet korkulasi bir zevk ve kurallari cok kesin. Cogu zaman o kurallar bu zevk karsiliginda hayatina devam etmene izin veren bi bilet gibi...